Hamid
Hamid : Hamd edilen, övülen, övgüye layık
bulunan, öven
Al-Hamid : The Praised One. He to whom all praise belongs, and
who alone is lauded by the tongues of all creation.
Cenab-ı
Hak buyuruyor:
"He is the One that
sends down rain (even) after (men) have given up all hope, and scatters His
Mercy (far and wide).
And He is the Protector, Worthy of all Praise."
(1)
"O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru
indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir."
(1)
- Hamid, hamd edilmeyi hakeden, hamda
layık olandır. Çünkü O, vardı ve bütün varlıkları ve insanı yoktan var etti.
Sonra iki üstün nimeti akıl ve hayatı insanda topladı. sonra ona sayısız
nimetler verdi ve onu, bütün varlıklara üstün kıldı. Ona çalışma izni
verdi. O halde O2ndan başka kim hamd edilmeye hak eder? Kim O'nun kadar hamde
layık olur? Hayır bütün övgüler ve hamdler sadece O'nadır, başkasına değil.
Bütün bu minnet ve bağışlar başkasından değil sadece O'ndandır. (2)
- Kainatta yaşayan tüm bitkiler ve
hayvanlar, Allah'ın yeryüzünde kendilerini yerleştirdiği şekilde yaşarlar.
Böylelikle Allah'ı tesbih edip O'nu yüceltirler. Denizin dibinde yaşayan bir
balık da, çölde yetişen bir kaktüs de büyük bir teslimiyetle yaşamını
sürdürür. Allah'ın kendileri için takdir ettiği şekilde yaşamaları, O'nun
kurduğu düzeni asla bozmamaları tüm canlıların Allah'ı tesbih ettiklerini
gösterir. Gökyüzündeki ve yeryüzündeki herşey, tonlarca suyun biraraya
getirilmesiyle oluşan denizler, binlerce metreye uzanan dağlar ve gökyüzünde
sürüklenen bulutlar, ardı ardına çakan şimşek ve gökgürültüsü de Allah'ı
tesbih edip yüceltir. O'nun sonsuz ilmini ve gücünü insanlara gösterirler.
Fakat iman etmeyenler onların bu tesbihlerini kavrayamazlar. İman edenler de
Allah'ın yüceliğini ve büyüklüğünü kavrayarak Rabbimizi tesbih eder,
büyüklüğünü ve yüceliğini kavrayarak, kendilerine lütfettiği nimetler için
Allah'a şükrederler. Çünkü verilen her türlü nimet karşılığında kendilerinden
istenen yalnızca şükredici, hamd edici birer kul olmalarıdır.
(3)
- Hamd, övmeyi ve hamd
edileni sevmeyi gerektirir. O'nu seven ama O'nu övmeyen, O'na hamd etmiş
olmaz. Her müslüman, mutlak hamd ve övgünün yalnız allah'a ait olduğunu
bilmeleridir. O, bütün övgüleri hak eden ve her övgüye layık olan tek
varlıktır. Bize verdiği bütün nimetlere karşı O'na hamd ederiz. Nimet vermese
de biz, her halükarda bilinen ve bilinmeyen her hamdle O'na hamd ederiz.
Müslüman bu ismi bilmekle, Allah tarfından övülen davranışlar kazanmalı,
çalışmalı ve kendisine üstün ahlak edinmeli, bunlarla çelişen davranışları
terk etmeli, anlamsız ve faydasız şeylerden kaçınmalıdır.
(4)
Kaynaklar
1) Şura,
28
2) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan
2004
3) Allah'ın İsimleri, Harun Yahya, Vural Yayınları,
2000 4) El Camiu Li-Esmaillahil-
Hüsna, Hamid ahmed Tahir El Besyuni, Çev.Mehmet Ali
Kara
5) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold
Books, 1985
6)
Islam City
Ana
Sayfa