Basîr
Basîr : Her şeyi gören, çok iyi gören
Al-Basir : The
All-Seeing. To those who invoke this Name one hundred times between the
obligatory and customary prayers in Friday congregation, Allah grants esteem in
the eyes of others. Cenab-ı Hak buyuruyor:
Gözler O'nu idrak
edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır."
(1)
"No vision can grasp Him,
but His grasp is over all vision: He is above all comprehension, yet is
acquainted with all things."
(1)
"
....Şüphesiz Allah, işitendir,
görendir." (2)
"....and verily it is Allah Who hears and sees (all things)."
(2)"...Allah işitendir, görendir." (3)
"...for Allah is He that heareth and seeth (all things). "
(3)
- Allah her şeyi, herkesin
yaptığını görür. Onun görmesine hiç bir şey engel olamaz.
- O'nu kendinden başka hiçbir göz O'nu kavrayıp ihata edemez ve fakat O,
gözlerin hepsini idrak ve ihata eder, görür, bilir. Gözler kendini
anlayamazken, onları anlayan, anlatan, gören, gösteren, gerçeği bilen ancak
O'dur. Gözler onu idrak ve ihata edemezken, O gözleri idrak ve ihata
eder ve aynı gerçek bütün idrak edilen şeylerde böyledir. Ve O lutuf sahibi ve
her şeyden haberdardır. Ve lutuf sahibi ve her şeyden haberdar olan ancak
odur. İdrakin nuru gibi her lutuf O'nundur. Her şeyi bilen, her doğru haberi
veren ancak odur. Gözler görmüyor diye, gözlerden, gönüllerden uzak,
ihtiyaçlardan, dileklerden, doğru doğru haberdar olmaz sanıp da O'ndan
dönmemeli, eğri yollara sapmamalıdır. O lutuf sahibi ve her şeyden haberdar
olan en görmeyen gözleri görür, en gizli, en duyulmaz sanılan şeylerden,
gönüllerin hiç kimselere açılamayan sırlarından ve eğilimlerinden haberdardır.
O, onlara kendilerinden yakındır. O'na ibadet etmek ve işleri ısmarlamak için
şart, O'nu görmek değil, O'nun görmesi, lutuf sahibi ve her şeyden haberdar
olması ve O'na ihlas ve tevhid ile zât ve sıfatlarına, fiilerine ve
lutuflarına iman edilmesidir. (4)
- Allah Teâla, yer ve göklerin her yerinde görülebilecek her şeyi Basîr
sıfatıyla kuşatmıştır ve onları görmektedir. O'nun için görülemeyen bir şey
yoktur.Hiç bir şey ondan gizli değildir. Allah'ın, kalpteki fısıltıları, beyindeki oluşumları,
fikirdeki gizlilikleri, kalplerdekini, zifiri karanlık bir gecede
kapkara bir taşın üzerinde yürüyen simsiyah bir karıncayı ve çıkardığı
sesi görür, duyar, bilir. (5)
- Allah'ın her şeyi gördüğünü
bilen kimse, gizli ve açık her halini düzeltmeye çalışır. Her durumda Allah'a
karşı gelmekten korkar ve O'ndan utanır. Allah'ın kendisini yasakladığı
yerlerde bulmasındanveya emrettiği yerlerde bulmamasından kaçınır. Kewndisinin
daima Allah'ın gözetiminde olduğğunu aklından çıkarmaz.. O'nun kendisini
görmesini Hafife alarak günah işlemez.
İnsanların görmesinden utanıp, Allah'ın görmesinden
utanmayan kimse, Allah'ı Hafife almış olur.
Bâsir
ismini bilmenin faydası, kişide murakebe hissini yartamasıdır. Murakebe:
"Allah'ı görüyormuşçasın ibadet etmendir. Zira sen, Allah'ı görmüyorsan da
Allah seni görmektedir.
Bâsir ismini bilen kimse, varlık âlemiyle ilgili
ayetlere, yer ve göklerdeki olağanüstü düzene bakarak Allah'ın azamet ve
yüceliğin düşünür, çevresine daima ibretle bakar. Allah'ın güç ve kudretrini,
hikmetini, derin ilmini ve etkin iradesini gösteren yapılara bakarak O'na daha
bir içtenlikle ve güvenle ibadet eder.
(5)
- Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"...
Göklerde ve yerde ne var? Bir
bakıverin." (8)
"...Meyvesine,
ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin..."
(9)
"...Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da
onlara et giydiriyoruz?"
(10)
Kaynaklar:
1) En'am, 103 - An-An'am, 103
(The Cattle)
2) Hac, 61 - Al-Hajj, 61
3)
Nisa, 134 - An-Nisa (The Women), 134
4) Elmalı Tefsiri,
Enam,103
5) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan
2004
6) Calligraphy, The Most Beautiful Names,
Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
7) Islam
City
8) Yunus, 101
9) En'am, 99
10) Bakara, 259