Hakem
Hakem : Hükmedici, bilgisi
ve adaletiyle nihai hükmü veren.
Al-Hakam : The Judge. He who judges and makes right
prevail.
Cenab-ı Hak
Buyuruyor:"Allah size Kitab'ı açık açık
indirmişken O'ndan başka bir hakem mi isteyeyim?" (4)
""Shall
I seek for judge other than Allah. - when He it is Who hath sent unto you the
Book, explained in detail...."
(4)"... Allah aranızda hükmedinceye kadar
bekleyin. O hakimlerin en iyisidir." (5)
"...until
Allah doth decide between us: for He is the best to decide."
(5)
- Allah'ın bu ismi, bütün üstün sıfatları ve güzel isimleri içine
almaktadır. Çünkü işitmeyen, görmeyen ve haberi olmayan birinin Hakem olması
mümkün değildir. O, bu dünyada ve ahirette açık ve gizli olarak kulları
arasında hüküm verendir. Verdiği emirlerin, koyduğu yasaların, icra ettiği
hükümlerin, varlıklar üzerinde sözlü vefiili olarak uyguladığı
kararların hepsi O'nun gerçek hakim olduğunu göstermektedir.
(1)
- Hakem ismi, O'nun zati
sıfatlarındadır. Hüküm verme yetkisi sadece Allah'a aittir. Hükmü elinde
tutan, iyiyi kötüden ayırdeden ve verdiği hükmü kimsenin bozamayacağı yegane
merci O'dur. Kimseye zerre miktarı kadar haksızlık yapmaz. Kimseye günahından
fazla ceza vermez.
- Allah'ın hükmüne karşı, hükmüne müracaat
edilebilecek hiçbir hakem tasavvur olunamayacağı gibi, ilâhî hükmü anlamak ve tebliğ etmek için de diğer
âyetlerin, mucizelerin delaleti, icazı, kitabın mucizesi kadar kuvvetli, açık
ve tafsilatlı değildir. (2)
- Kul hüküm yetkisinin yalnız
Allah'a ait olduğuna inanmadıkça iman etmiş
sayılmaz.
- Bir müslüman ihlasla, "Yâ
Hakem" diye bu mübarek
ismin zikrine devam ederse onun eserlerine nâil olur. Sözü etkili olur.
Davalarında başarılı olur. İlim ve hikmet sahibi olur. (3)
- Tenbih:
Her müslüman, Allah'tan başka Hakim ve Hakem
olmadığını, O'nun bütün fiillerinin dava ve hüküm; bütün sözlerinin hikmet ve
vasiyetler olduğunu, peygamberlerin hikmet kaynağı ve hikmet ehli kimseler
olduğunu, Allah'ın yalnız onlara hüküm verme yetkisi verdiğini, peygamberlerin
dışında herkesin onlara uyması gerektiğini
bilmelidir.
Her
müslüman, Allah'ın hükümleriyle hükmeden bir mahkemeye çağırıldığı zaman bu
çağrıya cevap vermek ve aleyhinde bir hüküm çıkması halinde buna uymak
zorundadır. Aksi halde zulmedenlerden
olur.
Hakim
ve yöneticiler, Allah'ın çizdiği sınırların dışına çıkmamalı ve koyduğu yasaları
çiğnememelidir. İnsanlar arasında adil davranmalı, kimseye ayrıcalık
tanımamalıdır. Aleyhlerinde bile olsa doğruluktan ayrılmamalı ve hak ile hüküm
vermelidirler. (1)
Kaynaklar:
1) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
2)
Elmalı Tefsiri
3) Yüce Allah'
(c.c)ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş.
2002
4) Enam, 114,
Al-An'am (The Cattle), 114
5)
Araf, 87,
Al-A'raf (The Heights), 87