Mücîb
Mücîb
: Duaları kabul
eden Al-Mujib : The Responder to Prayer. He who
grants the wishes who appeal to him.
Cebnab-ı Hak buyuruyor.
"Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki
Ben (onlara) pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman
dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma
cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki doğru yolu bulmuş olurlar."
(1)"When My
servants ask thee concerning Me, I am indeed close (to them): I listen to the
prayer of every suppliant when he calleth on Me:
Let them also, with a will,
Listen to My call, and believe in Me: That they may walk in the right way."
(1)
- Dua kulluk makamlarının en
önemlisidir.
- Duadan maksat bildirmek değil, kulluk göstermek;
tevazu ve alçak gönüllülük arz ederek müracaatta bulunmaktır. Maksat bu
olunca, kaza ve kaderine rıza ile beraber Allah'a dua etmek, insanlık
hissesini tercih değil; Allah'ın kudretine her şeyden fazla saygı duymaktır.
Bu da en büyük makamdır. Bu da en büyük
makamdır.
- İstenenin açıkça ifade edilmesi, duanın
zaruretlerinden değildir. Zaman olur ki edep ve yerini bilen huzur ehli için
hâl, sözden daha edepli olur. "Ey Rabbim huzurundayım, hâlim
sana malum." demek, söyleyenin makamına, kalbinin doğruluk ve ihlas
derecesine göre, en belağatlı dualardan daha belağatlı olur.
- Dua hakkında naklî deliller o kadar çoktur ki,
bunları ancak kâfirler inkar edebilirler.
"Bana dua ediniz ki
size icabet edeyim." (Ğâfir, 40/60),
"Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua ediniz." (A'râf,
7/55),
"Yoksa sıkıntıya düşen kimseye, kendisine dua ettiği zaman
icabet eden mi?" (Neml, 27/62),
"De ki:
Duanız olmasa Rabbim size ne kıymet verir?" (Furkan, 25/77),
"Hiç olmazsa böyle şiddetimiz geldiği zaman bari
yalvarsaydılar. Fakat onların kalbleri katılaşmıştır." (En'âm, 6/43) gibi nice
âyetler vardır.
Bunların sonuncusu
gösteriyor ki Allah, dua edip istemeyenlere gazab eder.
- Dua eden kimsenin gönlü, Allah'tan başkasıyla
meşgul olduğu müddetçe gerçekten dua etmiş olmaz. Allah'tan başka şeylerin hepsinden uzak olduğu vakit de
Hakk'ın birliğinin marifetine dalar. Bu makamda kaldıkça kendi hakkını düşünme
ve insanlık nasibini talepten kaçınır, bütün vasıtalar kaldırılır ve o zaman
Allah'ın yakınlığı hasıl olur. Çünkü kul, kendi arzusuna yönelik olduğu sürece
Allah'a yaklaşamaz, o arzu engelleyici bir vasıta olur. Bu, kaldırıldığı zaman
ise: "Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz ki Allah kullarını görür."
(Ğâfir, 40/44) âyetindeki havale, tam bir samimiyetle ortaya çıkmış bulunur.
Göz, Hakk'ın gözü olarak görür; kulak, Hakk'ın kulağı olarak işitir; kalb
Hakk'ın aynası olarak bilir, duyar, ister. O zaman milyonlarca sebeplerin,
asırlarca zamanların yapamadığı şeyler, Allah'ın dilemesi hükmüyle, "ol"
demekle oluverir.
-
İşte Cenab-ı Allah bu
konudaki bütün şüpheleri defetmek ve kullarını irşad için duanın önemine
işaret ederek oruç emrinden sonra Peygamberine buyuruyor ki: Kullarım sana benden sorarlarsa ben yakınım, bana dua
ettiği zaman, dua edenin duasına cevap veririm. Öyle ise onlar da benim
emirlerime candan icabet edip, tutunsunlar ve bana inansınlar... doğruca
arzularına kavuşabilsinler."
- Müslüman daima Allah'a muhtaç olduğunun
bilincinde olmalı ve yalnız O'na güvenip dayanmalıdır. O'nun duaları
işittiğini, başına gelen bela ve musibetleri bildiğini, sıkıntı ve
zorluklardan haberdar olduğunu unutmamamlı ve ümitsizliğe kapılmamalıdır. Dua
yaptığı ve talepte bulunduğu istekler, kendisini Allah'a yaklaştıracak
istekler olmalıdır. (4)
- İhlasla "Yâ Mücib" diye bir müslüman bu isme devam
etse, insanlar tarafından sevilir, duası kabul olur.
(4)
- 55 defa okuyanın meşru duaları kabul olunur. (Allahulalem)
Kaynaklar:
1) Bakara, 186
2) Elmalı Tefsiri,
Bakara 186
3) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
4) Yüce Allah' (c.c)ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan,
İstanbul Dağıtım A.Ş. 2002
5) Calligraphy, The Most Beautiful Names,
Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
6) Islam
City